Manavgat Şelalesi’nin sesi uzaktan bile duyulabiliyordu. Suyun akışı, yaz güneşiyle parlayan taşlara vuruyor, etrafa serin bir huzur yayıyordu. Genç bir kadın, çay bahçesindeki en uç köşeye geçip kitabını açtı. Yan masaya oturan başka bir kadın dikkatini çekti; bakışlarında bir çeşit tanıdıklık vardı. Göz göze geldiklerinde kadının ilk sözü kısa ama anlamlıydı: “Ben Manavgat Lezbiyen Escort Sveta. Sessizliğini paylaşabilir miyim?”
Sveta’nın yaklaşımı, kelimelerden çok varlıkla şekilleniyordu. Kadın, onun gözlerinde yargısız bir sıcaklık buldu. Birlikte oturdukları dakikalar boyunca aralarındaki bağ büyüdü. Sveta yalnızca bir Manavgat Lezbiyen Escort değildi; kadınlara nasıl yaklaşması gerektiğini bilen, duyguların yükünü hafifletmesini bilen zarif bir eşlikçiydi.
Kitap kapanmadan, sohbet açıldı. Sveta’nın dokunuşları bir sorunun değil, bir kabulün başlangıcıydı. Şelalenin kenarında yürürken elleri hafifçe birleşti. Geceyi birlikte geçirmeye karar verdiklerinde ikisi de bir şeyleri değiştirmek istemedi: sessizlik, dokunuşlar ve derin göz teması olduğu gibi kalmalıydı.
Oteldeki saatler telaşsız, baskısız ve karşılıklı uyumla geçti. Sveta’nın yanında olmak, yalnızca arzuyu değil; bir kadınla anlaşılmanın ne kadar güçlü hissettirdiğini de fark ettiriyordu. Sabahın ilk ışıklarıyla, aralarında kelimelere ihtiyaç bırakmayan bir bağ kalmıştı.
Sveta’yla geçirdiğin gece, bir kadının bakışında huzur bulduğun nadir anlardan biri olur. Onun sessizliği bile şefkat taşır.