Manavgat Şelalesi’nin çağlayan sularının sesi, sabahın erken saatlerinde bile büyüleyiciydi. Elinde kamerasıyla gelen genç adam, doğanın içindeki bu eşsiz güzelliği kadrajına almak istiyordu. Ancak objektifine takılan bir detay, suyun gücünden bile daha etkileyiciydi: beyaz elbiseli, uzun saçlı bir kadın… Sessizce sulara bakıyor, adeta zamanla konuşuyordu. Yanına yaklaştı, bir kare çekti. Kadın dönüp hafifçe gülümsedi: “Ben Manavgat Kırgız Escort Dilnaz.”
Manavgat Kırgız Escort Dilnaz, doğaya tutkusu olan ama mesleğinde sınır tanımayan bir kadındı. Sabahın bu sessizliğinde orada bulunması tesadüf değildi. Zihnini arındırmak, enerjisini tazelemek için sık sık şelaleye gelirdi. Onunla başlayan sohbet, sadece yüzeyde değil, derinde yankılanıyordu. Adam, kelimelerinin altındaki hikâyeyi hissetti.
Birlikte yürümeye başladılar. Şelalenin ardındaki patikada ilerlerken Dilnaz, kendi hayatından kesitler anlattı. Doğup büyüdüğü Kırgız bozkırlarından, Türkiye’ye gelişine ve neden bu işi yaptığına kadar her şey doğal bir akıştaydı. Duygularına, bedenine ve özgürlüğüne sahip çıkmayı seçmişti.
İlk teması o başlattı. İnce, yavaş ve dikkatliydi. Adam da çekinmedi. Doğanın ortasında, kimsenin görmediği bir noktada yaşanan o yakınlık; tensel bir dokunuştan çok daha derindi. Dilnaz’ın varlığı, adamın tüm yorgunluğunu sildi. Şelalenin sesi hâlâ arkalarında uğulduyordu ama o an sadece ikisinin nefesi duyuluyordu.
Dilnaz’la Manavgat’ın kalbinde geçirilen o an, doğanın sadeliğiyle arzunun zarafetini birleştirir. O, suda değil, sende yankılanır.